Dünyanın en büyük toprak camii Djenne

booteknik

Dünyanın en büyük toprak camii Djenne

Dünyanın en büyük toprak camii Djenne

Djenne Camii, temeli 1280’de atılan ama bugünkü haline1907’de ulaşılmış olan, Mali’de Bani Nehri kıyısında kuruludünyanın en büyük toprak camii.
Mali’nin başkenti Bamako’nun kuzeyindeki ayrılıkçıTuareglere sınır olan Mopti bölgesinde yeralan camii,yağmur sezonunda üç tarafı sularla çevrili yarımada haline dönüşüyor.
Günümüzde Büyük Djenne Camii UNESCO’nun Kültür Mirası Listesi’nde yer alıyor ve dünyanın en büyük kerpiçten yapılmış ve birçok mimar tarafından Sahel-Sudenez mimarisinin en büyük başarılarından biri olarakadlandırılmış olan, İslami mimarinin de en gözde örneklerinden birisi olarak kabul edilen bir sembol olarak Mali’yi tanıtmaya devam ediyor.
Djenne Büyük Camii aslında şehrin hem de ülkenin bir sembolü olarak inşa edilmiştir. Bu bölgedeki ilk cami 13. yüzyılda yapıldı fakat günümüzdeki Büyük Cami’nin güncel hali 1907’de inşa edildi. Büyük Cami, Djenne halkı için bir merkez olmasının yanı sıra Afrika’nın da en önemli sembollerinden biri olarak kabul edilir. 1988’de UNESCO tarafından Djenne şehrinin neredeyse tamamı, özellikle de bu görkemli toprak yapıdan dolayı Dünya Mirası Sitesi olarak listeye alındı.
DÜNYANIN EN BÜYÜK TOPRAK CAMİİ DJENNE’NİN TARİHİ
Timbuktu’ya giden ticaret rotası üzerinde yer alan bölgede İslam’ın ilk izleri 13. yüzyılda görülmeye başladı. Böylece bölgeye has malzemeyle inşa edilen Djenne Camii aynı zamanda Mağrib mimarisinin özelliklerinitaşıyor.
Büyük Camii, alışılmışın dışında Batı Afrika’daki diğer camilerin aksine ilk olarak kutsal kabul edilen bir mekâna değil, aslında bir saray olarak inşası düşünülmüş bir yere kurulmuş. Aynı bölgedeki diğer camiler koni biçiminde, toprak tuğladan yapılma ya da sarmal şeklinde ataların koruyucu ruhlarını temsil etmeleri için inşa edilmişlerdi. Labelle Prussin gibi bazı İslam Mimarisi akademisyenleri bu koni biçimli sarmal yapıların Mali’deki neredeyse bütün camiler için bir ortak yön olduğuna inanırlar. Büyük Cami ise bu örneklerin en gözde temsilcisi olarak adlandırılır.
Djenne, geçmişte Mali ve Songai İmparatorluklarının büyük şehirlerinden biri olarak doğmadan önce orijinal yapının 1240’ta Koi Kuboro tarafından inşa edilmesinden bu yana sürekli olarak bir cami mekânı olarak kullanıldı. Tukulor Savaşı’nda Djenne şehrini işgal eden Amado Lobbo 1834’te caminin yıkılması emrini verdi. Lobbo, bir saraydan modifiye edilen orijinal yapının çokça masraflı olduğunu ve israfa yol açtığını iddia etmişti. Orijinal yapının bugün korunan tek kısmı yerel liderlerin mezarlarını içinde barındıran bölümdür. Orijinal yapının yeniden inşası 1896 yılında tamamlandı ama o da bugünkü yapıya yol götürülmesi için sonradan yeniden yıkıldı. Bugünkü yapının inşası1906 yılında başladı ve muhtemelen 1907’de tamamlandı. Caminin inşası bir duvar ustası ve aynı zamandaDjenne şehrinin reisi olan İsmail Traore’nin gözetim ve rehberliğinde yapıldı. O zamanlar, Djenne Fransa’nın Batı Afrika sömürgelerinden birinin bir parçasıydı ve Fransızlar muhtemelen caminin ve yakınlarında yer alan medresenin inşası için politik ve ekonomik destek verdiler. Orijinal cami Ortaçağ boyunca Afrika’da İslam’ın öğretildiği en önemli mekânlardan biri olarak öncülük etti. Binlerce öğrenci Djenne medreselerine gelerek buralarda Kur’an eğitimi aldı.
Mali’deki birçok camiye elektrik ve su tesisatı daha sonradan eklendi. Bazı durumlarda, yapıların orijinal yüzeyleri aşındırıldı, yok edildi ve böylece tarihsel görünümleri de hasar gördü. Hatta bazı durumlarda butarihi eserlerin yapısal bütünlükleri bile tehlikeye atıldı. Djenne Büyük Camii’ne ses sistemi kurulurken, Djenne halkı modernleştirme adına caminin tarihi bütünlüğünün bozulmasına karşı çıktı ve şiddetli bir muhalefet sergiledi. Birçok tarihi korumaya çalışan aktivist de halkın tarihi yapıya sahip çıkmasını, korumacı bir tavır takınmasını övdü ve Büyük Camii’nin 1990’lardaki inşasıyla ciddi bir biçimde ilgilendi.
Her sene yağmur mevsiminden sonra dört bin gönüllü çok büyük bir bölümü yağmurda eriyen Djenne Camii’ni yeniden inşa ediyor.
Büyük Djenne Camii’nin avlusundaki tarihî mezarlık, bölgenin önemli şahsiyetlerini, yer yer 7-8 metreyi bulan yüksek dış duvarları da sokak satıcılarını ağırlıyor. Kavurucu sıcaklardan kaçan pazar esnafı tezgâhlarını Djenne Camii’nin gölgesinde açıyor. Burada, her hafta pazartesi günleri kurulan pazar gerçekten görülmeğe değer. Kara ve nehir yoluyla, akın akın gelen pazarcı ve müşterilerin gök kuşağının tüm renklerini taşıyan giysileri göz kamaştırıyor. Cennelilerin gözünde bu camii sadece ibadethane değil. Sevinç ve hüzünlerini de paylaşıyorlar bu mekânda.
DJENNE CAMİİ’NİN MİMARİSİ
Dünyanın en büyük kerpiç yapısı olan Djenne Ulu Cami, Djenne Faray adı verilen geleneksel yağ ile karıştırılan Djenne toprağından oluşturulmuş kaliteli kerpiçten yapılmıştır.
Djenne Ulu Cami, “Sahel Sudanez” (Sudan-Fransız stili) denen mimari tarzında “Banco” adı verilen silindirik kerpiçlerle kareye yakın planlı dört köşe kerpiç sütunların üzerine oturtulmuş, konik biçimli ve sarmal minarelere sahiptir. Kerpiçten yapılan duvarlara monte edilen yüzlerce odun, yağmur mevsiminde onarım iskelesi vazifesi görüyor. Hiçbir dekoratif özellik ve süsleme içermeyen bu sade yapıların en önemli süs öğesi yine iskele görevini üstlenen bu odunlar olarak göze çarpıyor.
Camiyi destekleyen 99 kolon bulunmaktadır ve bu kolonların her biri Allah’ın Kur’an-ı Kerim’de geçen bir adını taşımaktadır. Ancak hangi ismin hangi kolona ait olduğunu bölgenin ileri gelenleri dışında kimse bilmiyor.
Kerpiç caminin havalandırması içinse “Ladis” denilen 114 adet topraktan pişirilmiş baca kullanılmıştır. Havalandırma bacası sayısı da yine Kur’an-ı Kerim’in her bir ayetini temsil etmektedir. Motiflerle bezenmiş her bir bacanın kapağı yağmur sezonunda kapatılırken yılın büyük bir bölümünü oluşturan kurak sezonda işlevini yerine getirmek üzere açılıyor.
Caminin yerel dilde “Santavan” denilen üç minaresinin her biri dönemin kral ve eşlerini temsil eder. Ortadaki büyük minare camiyi inşa ettiren Kral İbrahim’i, büyük minarenin yanındaki iki küçük minare de Kral’ın eşleri El Farimata ve Ummu Hulmus’ıtemsil ediyor. Camii bu özelliğiyle Şah Cihan’ın, eşi Ercümend Banu Begüm’ün doğum sırasında ölümü üzerine onun anısına yaptırdığı Hindistan’daki Tac Mahal’ihatırlatıyor.
Bölge halkı, 1996’da izin alınarak camii içinde moda çekimi yapılması nedeniyle artık Müslüman olmayanların camiye girmesine izin vermiyor.
ÇAMUR BAYRAMI
Dünyanın çamurdan yapılan en büyük yapısı olan Djenne Ulu Camii, her yıl binlerce kişi tarafından çamurla kaplanıyor. Çamur bayramına halk, en güzel kıyafetlerini giyip, kokular sürerek hazırlanıyor.
Tüm ev halkı aynı odada. Oda biraz dağınık. Ama kimsenin umurunda değil. Yeni elbiseler etrafa yayılmış. Sürülecek kokular sağa sola saçılmış. Takılar minderlerin üzerinde. Yarın ne giyeceklerini kararlaştırıyorlar bir yandan. Evin kızı Meryem, kırmızı ayakkabılarını düşünüyor. Kardeşi Musa’nın derdi farklı. “En erken ben kalkmalıyım” diyor. Muhabbeti uzatmamaları gerekiyor. Sabah erken kalkacaklar. Yataklarına geçiyorlar. O sırada uzun süredir görmedikleri amcalarından açılıyor laf. Onun da yarın bayrama geleceğini söylüyor baba İbrahim. Sevinçler artıyor. Gözlerini kapatmadan önce Musa, “Sabah namazına herkesi ben kaldıracağım” diyor.
Ezan sesi giriyor penceresiz evlerinden içeri. Annesi, Musa’yı çaktırmadan uyandırmak istiyor. Sanki kendi kalkmış gibi. Ama başarılı olamıyor. “Olsun. Sen de başka zaman uyandırırsın hepimizi” diyerek teselli ediyor oğlunu. Hepsi tertemiz kıyafetlerini giyip, kokularını sürüyor. Namaz için camiye koşuyorlar. Binlerce kişinin arasına karışıyorlar. Namaz bittiğinde bayramları başlıyor. Herkesin amacı aynı. Üzerlerindeki tüm yeni kıyafetlerine rağmen, ayaklarından boyunlarına kadar çekinmeden çamura bulanmaya başlıyorlar. Dünyanın topraktan yapılan en büyük yapısı olan camilerini çamurla kaplıyorlar.
Cenne kentindeki bütün evler gibi caminin tamamı çamur. Birçok felaket atlatmış. Sadece 40 ila 60 cm kalınlığındaki duvarları, 7 asırdır hala dimdik ayakta. 1907’de ciddi bir restorasyon geçirdi. Varlığını çamur bayramına borçlu. Bölge halkı yüzyıllardır gelenekleri bozmadı. Kentin yaşlıları karar veriyor hangi gün olacağına. Genellikle Nisan sonu tercih ediliyor.

TAŞIMACILIK İMECE USULÜ
Sabah namazında toplanılıyor kadın, çocuk, erkek, yaşlı, zengin, fakir… Saatler daha 05.00’de çamur banyosu başlıyor. Ön cephe için güneş doğana kadar vakitleri var. Bir saat içinde ön cepheyi çamura bulamaları gerekiyor. Çünkü daha 07.00’de hava sıcaklığı 30 dereceyi buluyor. Kış aylarında yağan yağmurlar ve kum fırtınalarınedeniyle caminin çamurdan yapılan tuğlaları tahrip oluyor. Isı değişimleri ve rutubet nedeniyle de çatlaklar ortaya çıkıyor. Nisan sonundaki bahar yağmurları ve çekilmeye başlayan nehir sularından elde edilen çamurun en sağlam kaplama maddesi olduğunu bildikleri için bu tarihi tercih ediyorlar. Çocuklar cami yakınındaki nehre akın ediyor. Kovalarını çamurla dolduruyorlar. Elden ele uzatılan kovalar büyüklere ulaşıyor. Kalas ve halatlarla yapılan özel merdivenlerle kovalar yukarılara doğru çıkarılıyor.

YİNE YAĞMUR TEMİZLİYOR

Çok geçmeden yüzler bile çamura batıyor. Ama herkes mutlu. Aynı zamanda ibadet ciddiyeti taşıyorlar. Festival olur da yarışma olmaz mı ? Farklı gruplara ayrılanlar kendilerine ayrılan alanları en erken şekilde sıvamanın peşinde. Yarışma var, ama ödül yok.
BBC ekibi son festivali yerinde izledi. 15 yaşındaki Abdulaye Sahampo, “Ödülün olmaması çok umurumuzda değil. Bu şerefi tam bir yıl taşıyorsunuz. Saygı görüyorsunuz” diyerek yaşadıkları mutluluğu anlattı. 1988’den bu yana UNESCO’nun Dünya Tarihi Mirası Listesi’nde olan Djenne Ulu Cami, çamura bulandıktan sonra yemek zamanı geliyor. Özellikle çocuklar düşünülüyor kurulan sofralarda. En çok onların sevdikleri yemekler ve içecekler yapılıyor. Festivalin belki de en güzel yanlarından birisi ise genellikle camideki çamurların kurumasının ardından yağmurun yağması. Katılımcılar böylelikle yine en doğal yöntemle temizleniyor. Sellere ve nehirden taşan su baskınlarına karşın yerden 3 metre yüksekliğindeki platformların üzerine inşa edilenBüyük Camii’deki çamur festivali böylelikle son buluyor.

ANITKABİR HAKKINDA HİÇ DUYMADIGINIZ BİLGİLER

booteknik

Anıtkabir hakkında daha önce duymadığınız ilginç bilgiler.


ANITKABİR HAKKINDA HİÇ DUYMADIGINIZ BİLGİLER


Anıtkabir, Türk Kurtuluş Savaşı’nın, inkılapların önderi ve Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk’ün, Ankara Anıttepe’de (eski adıyla Rasattepe) bulunan anıt mezarıdır. Ayrıca dördüncü cumhurbaşkanı Cemal Gürsel de 1966 yılında devrim şehitleri bölümüne defnedilmiştir (6 Kasım 1981 tarihli Devlet Mezarlığı Kanunu 1.madde 2.fıkra gereğince, 27 Ağustos 1988’de çıkartılmıştır). 1973’den beri İsmet İnönü’nün kabri de Anıtkabir’dedir.

Yapımı yaklaşık 9 sene süren Anıtkabir’in yapım maliyeti 20 Milyon TL dir (O dönemin parası ile). Yapının takribi ağırlığı ise 150.000 tondur. 15.000 m2’lik bir alana yayılan Anıtkabir’in yapımında kullanılan pek çok malzeme ise Türkiye’nin çeşitli yörelerinden getirilmiştir. Özellikle bozkır ortasındaki Ankara’ya uygun düşen sarı taş Çankırı yöresinden, mermerler Bilecik ve Osmaniye’den sağlanmıştır.

Birçok heykel, süsleme ve kabartmanın yer aldığı Anıtkabir’deki tek parçadan oluşan ve Osmaniye’den geltirilen taşman lahit mermerinin ağırlığı 42 ton, uzunluğu 4 metre 20 santim, genişliği ise 1 metre 60 santim’dir.

Ata’nın kabri, 42 tonluk yekpare mermerden yapılan sembolik lahit’in yaklaşık 7 metre altındaki mezar odasında bulunmaktadır. Türk milletinin kalbine gömdüğü Atatürk, Selçuklu-Osmanlı kümbet mimarisine göre yapılmış sekizgen şeklindeki mezar odasında “vatan toprağında” yatmaktadır.

Dünyadaki anıt mezarlar elbette salt bir defin olayıyla sınırlı değildir. Anıt mezarlardan, kişi kültünü daha da belirgin hale getirmesi, ziyaretçilerinde “uhrevî” duygular uyandırması beklenir. Bu, Türkiye’de de böyle olmuştur. Anıtkabir’i yapanlar, bir anıt mezarda olması gereken hemen her şeyi düşünmüşlerdir. Örneğin, Aslanlı Yol ve diğer uzun yürüyüş yollarında yer alan zemin taşları asimetriktir. Ayrıca taşların arasında beşer santim uzunluğu olan çimler bulunur. Bununla; yürüyenlerin dikkatinin dağılıp, yürürken başlarını sağa sola çevirme, yukarı kaldırma ya da sıkılarak etrafındakilerle konuşmalarına mani olmak amaçlanmıştır. Her şeye rağmen gözleriniz taşlara takılmadı, “başınız önde” yürümediniz diyelim. O zaman da en azından çim aralıklarına ayağınızın takılmaması için yine mimarların öngördüğü biçimde yürümek zorunda kalırsınız. Böylece yol üzerindekilerin görüntüsü, “başları önlerinde keder içerisinde yürüyenler” şeklinde olur.

Ölümünden 15 yıl sonra Etnografya Müzesi’ndeki geçici istirahatgahından Anıtkabir’e nakledilen Ata’nın naaş’ı, tahnit işlemi çözülerek, Suriye’deki Caber Kalesi, Kore’deki Türk şehitliği, Selanik’teki doğduğu evin bahçesi, KKTC ve illerden getirilen toprakların harmanlandığı “vatan toprağına” İslami usullere göre kefenlenerek ve yüzü kıbleye bakacak şekilde defnedildi. Ata’nın kabrinin yer aldığı mezar odasına ise sadece Genelkurmay Başkanı’nın izniyle girilebiliyor.

ANITKABİR’İN İNŞAATI


Anıtkabir 4 kısım olarak tasarlanmıştır.


1. Kısım inşaat (1944-1945) : Bu kısımda toprak seviyesi ayarlaması yapılmıştır. Ayrıca Atamızın kabirine doğru uzanan aslanlı yoldaki istinat duvarı yapılmıştır. Tüm bunların yapımı yaklaşık olarak 1 yıl sürmüştür.

2. Kısım inşaat (1945-1950) : Mozole ve törenin yapıldığı alanı kapsamaktadır. Ayrıca meydanın çevresindeki benzer amaçlarla kullanılacak binaların yapılmasınıda içerir. Yine 2. kısım’ın inşaatında anıt kütlesinin projeside tasarlanmıştır. Giriş kuleleri ve Anıtkabir’e uzanan yolun önemli bir bölümü bu aşamada tamamlanmıştır. Devamında arazide ağaçlandırma gerçekleştirilimiş, sulama sistemi yapılmıştır. Tüm bunların yapımı ise yaklaşık 5 yıl kadar sürmüştür.

3. Kısım inşaat (1950) : Anıta çıkan yollar ve aslanlı yol tamamlanmıştır. Ayrıca tören meydanı ile mozolenin üst döşemeleri ile Anıta çıkan merdiven basamakları yapılmıştır.

4. Kısım inşaat (1950-1953) : Artık Anıtkabir’in tamamlanması için son aşamadır. Şeref holü ve tonozlar yapılandırılmış, taş profiller ve saçak süslemeleri tamamlanmıştır. Bu inşaat aşamaları bittikten sonra Anıtkabir’in 9 yıl süren inşaatı son bulmuştur.

ANITKABİR’İN YERİNİN BELİRLENMESİ


Anıtkabir’in yapımına 9 Ekim 1944 yılında başlanmıştır. 1 Eylül 1953 yılında ise yapımı tamamlanmıştır. Anıtkabir’in yerini dönemin Aydın Milletvekili Mithat Aydın önermiştir. Birçok seçeneğin tartışıldığı zamanda Mithat Aydın, “Anıttepe” olarak değiştirilecek olan “Rasattepe” yi önerdi. Atatürk yıllar önce “Rasattepe” de yaptığı gezide burası için “bu ne kadar güzel bir anıt yeri” demiştir. Atatürk bu sözü söyleyerek sanki yıllar sonra gömüleceği yeri hissetmiş gibiydi.

Anıtkabir projesi için birçok ülkeden teklif geldi. Ancak 49 proje içinden Prof. Emin Onat ve Doç. Orhan Adanın projesi kabul edildi. Atamızın kabri ayrıca depreme karşı da oldukça dayanıklıdır.

ANITTAKİ ASLANLAR


Giriş yerinden başlayarak, ortadaki büyük meydana kadar uzanan yola Giriş Yolu/Altın Yol/Aile adı verilir. 30 metre eninde ve 260 metre uzunluğundaki bu yolun iki yanında Hüseyin Özkan’ın yaptığı, Hitit heykelleri üslubunda 24 arslan heykeli vardır. Bu aslan heykelleri 24 Oğuz boyunu temsil etmektedir. Bilindiği gibi aslan kültürümüzde gücü temsil etmektedir. Aslanların karşılıklı olması ise milletimizin birlik ve bütünlüğünü ifade eder. Atamızın anıtına doğru yaklaştıkça aslanların başlarıda giderek öne eğik bir hal alırlar.

ANITTAKİ BAYRAK DİREĞİ


Anıtkabir’in diğer önemli unsurlarından biride bayrak direğidir. 33,5 metre uzunluğundaki bu bayrak direği 1946 yılında Nazmi Cemal adlı kişi tarafından ABD den getirilmiştir.

ATATÜRK MÜZESİ


Anıtkabir’de bildiğiniz gibi Atatürk müzesi bulunmaktadır ve Atamızın pek çok eşyası burada sergilenir. Müzede traş takımları, bastonları, aldığı hediyeler ve birçok eşyasının yanı sıra Atamıza ve ailesine ait fotoğralarda bu müzede yeralır. Ayrıca müzede Atatürk’ün hem baston hemde tüfek olma özelliğine sahip silahı, Sabiha Gökçen ve Afet İnan’a hediye ettiği tabancalar, manevi kızı olarak gördüğü Rukiye Erkine hediye verdiği mini bir Kuran’da bulunmaktadır.

Anıtkabir müzesinde ayrıca Atatürk’ün özel kitaplığı da bulunmaktadır. Bu kitaplar arasında en önemli olanı Nutuk’tur. Orijinal metni müzede yer almaktadır. Ayrıca başta Türk ve İslam Tarihi, dil, edebiyat, sosyal bilimler ve birçok konuda yazılmış kitaplar bulunmaktadır. Türkçe, Osmanlıca, Fransızca, İngilizce, Almanca, Rusça, Arapça, Farsça, Slav dillerindeki toplam 3118 kitap müzede ziyaretçilere sergilenmektedir.

Onur Koç - İlla Akoru

booteknik

Onur Koç - İlla Akoru


Cm              Fm              G#           Gm İlla senin için mi yazmam gerekiyor bütün sözleri         G#         Gm        Cm Her şey senin için mi sanıyorsun Cm             Fm Sıkıldım bu bencil tavırlarından G#           Gm         G#        Gm        Cm Başkasını sevemez miyim yapamaz mıyım gerçekten Cm         G#   Fm     Gm            G# Bb Yardım et n’olur kurtulmak istiyorum senden Cm           G#            Fm        Gm  Ne var sanki unutabilsem seni bana küfür etsen Cm          G#      Fm          Gm  G#  Bb Yok yok iyi davran bana yoksa unutamam seni Cm        G#        Fm          Gm Hak ettim ben bunu artık sevemem kimseyi Ara Geçiş: Fm - Bb - G# - Gm

Mabel Matiz - Tuzla Buz Akor

booteknik

Mabel Matiz - Tuzla Buz Akor


Son yılların gözde isimlerinden olan Mabel MATİZ , Çıkarmış olduğu  parçalarıyla büyük bir ilgi odağı oldu. Bizde elimizden geldiğince bu parçaların akorlarını paylaşmaya çalışıyoruz  . Emeğe saygı teşekkürle ödenir yorumlarınızı esirgemeyin. Esen kalın .

  • Akor:
    Mabel Matiz - Tuzla Buz Akor
  • Kapo 3te çalınacaktır..
    
    Kalbin Senin Mi
    Am      Dm
    
    Göğün Mü, Yerin Mi
    Em        Dm   Am
    
    Orda Çekişen Can
    Am    Dm
    
    Kader Mi, Değil Mi
    Em         Dm   Am
    
    Tuzla Buz Evlerde
    Am
    
    Günaha Susuz
    Dm
    
    Kaybolduk, Kadere Dönüyoruz
    G          Dm         Am
    
    Toz Duman Evlerde
    Am
    
    Sınırları Uçsuz
    Dm
    
    Hapsolduk, Kurşunlar Deniyoruz
    G          Dm           Am
    
    Sen Mi, Ben Mi Yoksa
    Am
    
    Bu Biten Neyin Uykusu
    Dm
    
    Kaldırımlarda Son Buluyorken Korkusu
    G                     Am      Dm   Am
    
    Kalbin Senindi
    Am       Dm
    
    Göğündü, Yerindi
    Em        Dm   Am
    
    Orda Çekişen Can
    Am      Dm
    
    Yine Sana Delildi
    Em         Dm   Am

Mabel Matiz - Tuzla Buz AkorMabel Matiz - Tuzla Buz AkoruMabel Matiz - Tuzla Buz Akorları


Mabel MATİZ - Gel Akor

booteknik

Mabel MATİZ - Gel Akor

Son yılların gözde isimlerinden olan Mabel MATİZ , Çıkarmış olduğu Gel parçasıyla büyük bir ilgi odağı oldu. Bizde bu parçanın akorlarını paylaşalım dedik . Emeğe saygı teşekkürle ödenir yorumlarınızı esirgemeyin. Esen kalın .

  • Akor:
    Mabel MATİZ - Gel Akor
  • F#m              Bm                  
    Gel, anla dikenimden  
             A                G      
    Güllerim uyansın bahçelerimde  
        F#m             Bm
    Of, gel öyle bir apansız  
          A         G      F#m
    Ellerim yansın ah ellerinde  
    
    F#m         Bm
    Gel arsız firar 
    G            A  F#m
    Düş yollarıma densiz 
    F#m          Bm
    Ben kaldım viran  
    G          A    F#m
    Geçmez bu ömür sensiz  
    A                G
    Bu dağlar taşlar şahidim olsun 
    A               Bm
    Kalbime sırlarımı gömdüm  
    A          G
    Aslı bende sureti kalsın 
    G           A          Bm
    Ben görürüm beni aynasız da  
    
    F#m              Bm                  
    Gel, anla dikenimden  
             A                G      
    Güllerim uyansın bahçelerimde  
        F#m             Bm
    Of, gel öyle bir apansız  
          A         G      F#m
    Ellerim yansın ah ellerinde
    F#m           Bm
    Gel, anla halimden 
           A                G
    Güllerim uyansın bahçelerimde  
    F#m            Bm
    Gel, öyle bir kal ki 
            A         G          F#m
    Tan yeri boyansın aşk hançeriyle 
    
    F#m      Bm
    Aştım yolları
    G    A        F#m
    Aşkı önüme koydum 
    F#m        Bm
    Bir zeytin dalı
    G             A       F#m
    Bir çift göz yeter doydum 
    A                G
    Bu dağlar taşlar şahidim olsun 
    A               Bm
    Kalbime sırlarımı gömdüm  
    A          G
    Aslı bende sureti kalsın 
    G           A          Bm
    Ben görürüm beni aynasız da  
    
    
    F#m              Bm                  
    Gel, anla dikenimden  
             A                G      
    Güllerim uyansın bahçelerimde  
        F#m             Bm
    Of, gel öyle bir apansız  
          A         G      F#m
    Ellerim yansın ah ellerinde
    F#m           Bm
    Gel, anla halimden 
           A                G
    Güllerim uyansın bahçelerimde  
    F#m            Bm
    Gel, öyle bir kal ki 
            A         G          F#m
    Tan yeri boyansın aşk hançeriyle 



Mabel MATİZ - Gel Akor
Mabel MATİZ - Gel Akorları
Mabel MATİZ - Gel Akoru
Mabel MATİZ - Gel Akor

Doğru Beslenme Nedir ?

booteknik

Doğru Beslenme Nedir ?

En basit tanımıyla " Yeterli ve Dengeli Beslenme " demektir. Öyleyse, " Yeterli ve Dengeli Beslenme Nedir ? " diyerek devam edelim.

 Vücudun büyümesi , yenilenmesi ve çalışması için gerekli olan enerji ve besin öğelerinin her birinin yeterli miktarda alınması ve vücutta uygun şekilde kullanılmasına," Yeterli ve Dengeli Beslenme" denir.

Üç ana öğünümüz vardır ve bu öğünlerimizde mutlaka  , süt grubu , et , yumurta , kuru baklagiller grubu , sebze meyve grubu , ekmek tahıl grubu yer almalıdır.


Bu öğünlerin dışında üç ara öğün yapabiliriz ama ara öğünlerde abartıdan uzak olmaya özen göstermeliyiz. Sabah kahvaltısı altın , öğle yemeği gümüş , akşam yemeği ise bronz değerindedir. Bunu aklımızdan çıkarmamalıyız.

Doğru Beslenme Nedir ?


Bir başka şekliyle doğru beslenme , her gıdadan yeterince abartıya kaçmadan yemektir. Bizler genelde karın  doyurmak için yemek yiyor veya damak zevkimizi ön planda  olduğu sağlıksız gıdaları tercih ediyoruz. Oysa damak zevki kadar yediğimiz ve içtiğimiz gıdaların sağlıklı olup olmadıklarına da dikkat etmemiz gerekir . Çünkü önemsemeden , dikkat edilmeden yenilen ve içilen herşey , zamanla bizlere hastalık olarak  geri dönebilmektedir. bizler ancak hastalanınca bu olayı algılayıp farkına varabilmekteyiz. Bazen bu algılama çok geç olabilmektedir. Bu nedenle hastalanmadan önce gerekli tedbirleri almak ve ona göre beslenmek çok önemlidir.

  

Veri Tabanında Makro Yapmak

booteknik

Makro 

Bir “makro”; rutin işlemleri otomatik hale getirmemize yardımcı olan nesnedir. Dizi halinde peş peşe yaptığımız işlemler yığınını devamlı yapıyor ve bu bizim zaman kaybetmemize sebep oluyor ise, bu işlemleri yerine getiren tek bir makro ile çalışmalarımızı hızlandırabiliriz.

Örnek

 bir rapor alma işlemini inceleyelim:

  •  Veri tabanı penceresinden “Raporlar” kısmına gel
  •  Çıktısı alınacak raporu bul 
  •  Raporu aç 
  •  Yazdır 
  •  Raporu kapat

Makro Oluşturma ve Komut Düğmelerine Makro Atama

Veri Tabanında Makro Yapmak

Daha önceden yaptığımız bir veri tabanı dosyasını açarak, yeni bir makro oluşturalım. “Yeni” komutunu verdiğimizde açılan pencere “Veri Tabanında Tablolar” da gördüğümüz tablo tasarım penceresine benziyor. Burada “alan” eklemek yerine “Eylem” ekliyoruz.

Veri Tabanında Makro Yapmak

Makrolar genellikle bir düğmenin tıklanma olayına atanır. Yani oluşturduğumuz makroyu bir form üzerindeki düğmeye bağlayabiliriz (Resim 1.3).

Veri Tabanında Makro Yapmak


Makromuzun adını “İlkMakromuz_FormAç” olarak belirledikten sonra artık “Çalıştır” komutunu vererek deneyebiliriz (Resim 1.4). 

Bir düğmeye atayabileceğimiz basit bir makromuz var. Daha sonra göreceğimiz örneklerde daha fazla işlevi olan makrolarımız olacak. 


Veri Tabanında Form ve Rapor Yapmak

booteknik

Veri Tabanında  Form ve Rapor Yapmak


Form ve rapor “nesneler*” ile tasarlanır. Nesne, aslında işletim sisteminde veya bir web sayfasındaki gördüğünüz her şeydir. Bazı nesneler çok sade iken, bazıları iç içe başka nesnelerden oluşur. Mesela hemen her pencerede bir “metin kutusu” veya “düğme” vardır; “sekmeli denetim” de kendi içinde birçok nesneyi saklayabilir.
Form ve rapor, tasarım ve içerdikleri nesne türleri yönünden birbirlerine benzer. “Rapor” genellikle yazıcı çıkışı ve kullanıcıya özet bilgi göstermek için kullanılırken, “form” daha çok veri girişi için kullanılır. Rapor almak için bir yazıcınızın olması gerekmez ama kullanıcıya programınızı vermeden önce raporlarınızın yazıcı çıktılarını denemenizde fayda vardır. Kullanıcının renkli çıktı alamayabileceği de göz önünde bulundurularak, genellikle raporlar “siyah beyaz” hazırlanır.
Web sayfaları için rapor ön izlemesi çoğu kez pek kullanılmasa da sayfanın sadeleştirilmiş, renkleri düzenlenmiş hali istenirse yazıcıya gönderilebilmelidir. Tek dikkat edilmesi gereken, yazıların okunaklı olmasıdır. Renk körü olan insanların belli renkleri fark edemedikleri de unutulmamalıdır.

Veri Tabanında  Form ve Rapor Yapmak

Veri Tabanında Sorgu Yapmak

booteknik

Veri Tabanında Sorgu Yapmak


SORGULAR VE ÇEŞİTLERİ

 “ Veri tabanında tablo oluşturma işleminden sonra gelen en önemli işlem ise “Sorgular” oluşturmaktır. Tablolardaki kayıtlarda silme, ekleme, sıralama, seçme, değiştirme gibi işlemlere ihtiyaç duyulacaksa sorgular hazırlanması gerekir.

 Ayrıca, yapılan bir takım işlemleri otomatikleştirmek ve verilerde yapılan değişiklikleri kaydetmeden önce gözden geçirmek istendiği zaman da sorgular oluşturulur. 

Tablonun yapısına ve verileri görüntüleme yöntemine göre değişik özelliklerde sorgular hazırlanmaktadır. Seçme sorguları, parametre sorguları, çapraz sorgular, eylem sorguları ve SQL sorguları kullanılan sorgu türleridir. 
Veri Tabanında Sorgu Yapmak

  1.  Seçme Sorguları: En sık kullanılan sorgu türüdür. Seçme sorguları, bilgileri “veri sayfası görünümü”nde gösteren veri tabanı nesnesi türüdür. Sorgu, verileri bir veya birden fazla tablodan, mevcut sorgulardan veya bunların her ikisinden alabilmektedir. 
  2.  Parametre Sorguları: Parametre sorguları, çalıştırıldığı zaman bir ölçüt girilmesini sağlayan iletişim kutusunu açan sorgulardır. Örneğin bir okuldaki personelin ocak ayında sevk aldığı günleri görmek istiyorsak, açılan iletişim kutusuna ölçüt olarak istenilen tarih aralıkları girilir ve bu tarihler arasındaki veriler listelenir.
  3.  Çapraz Sorgular: Bir tablodaki bilgileri analiz etmek, karşılaştırmak ve tablonun özetini hazırlamak için kullanılan sorgu türüdür. Belirtilen iki alana göre istenilen işlemi (toplama, ortalama, vs.) tablo şeklinde göstermekte kullanılır. 
  4.  Eylem Sorguları: Tek işlemle birçok kayıtta değişiklik yapan sorgulardır. Silme sorgusu, güncelleştirme sorgusu, ekleme sorgusu ve tablo yapma sorgusu olmak üzere dört çeşit eylem sorgusu vardır. 
  5.  SQL Sorguları: SQL deyimlerini kullanarak veri tabanını güncelleştirme ve yönetme ile ilgili oluşturulan sorgulardır. 

 Sorgu İle Tablo Oluşturma 


Sorgu kullanarak tablo oluşturmak için CREATE TABLE ifadesi kullanılır. 

SQL kodu yazılarak tablo oluşturma aşağıdaki şekilde yapılmaktadır. Kullanımı: 

CREATE TABLE tablo_adı 

( Sütun1 veri tipi,
 Sütun2 veri tipi,
 .
 . 
 sütunN veri tipi

Sorgu kullanarak tablo oluşturmak için öncelikle  boş bir veri tabanı oluşturulur ya da önceden hazırlamış olduğunuz veri tabanı dosyası açılır. 

Veri tabanını oluşturduktan sonra Oluştur sekmesi altında yer alan Diğer grubundan Sorgu 


Tasarımı(    Veri Tabanında Sorgu Yapmak) düğmesine tıklanır. Sorgu Tasarımı seçeneği sorgu tasarımcısının açılmasını sağlar ve Tabloyu Göster iletişim kutusu görüntülenir.

Veri Tabanında Tablo Yapmak

booteknik

Veri Tabanında Tablo  Yapmak

1. Veri Sayfası Görünümü

 Excel kullanıcıları çok rahat bir şekilde bu görünümde alan açabilir, silebilir veya yer değiştirebilir. Hatta doğrudan veri girmeye başlayabilirsiniz. 

Veri Tabanında Tablo  Yapmak


2. Tasarım Görünümü 

Bu görünümde alanlar üzerinde yapılabilecek tüm ayarlara ulaşabilir ve tabloyu çok daha gelişmiş bir şekilde tasarlayabilirsiniz. Ayarları alttaki alan özellikleri kısmındaki “Genel” ve “Arama” sekmeleri ile yapılabiliriz. 

Veri Tabanında Tablo  Yapmak

3. Tablo Sihirbazı 

Hızlı bir şekilde birkaç tıklama ile tablo hazırlanması için yapılmış penceredir. Genellikle çoğu tablo, benzer alanlardan oluşur. Bu sebeple siz de buradaki örnek tabloların alanlarını seçebilir, daha sonra istediğiniz değişiklikleri yapabilirsiniz. 

Veri Tabanında Tablo  Yapmak


Veri Tabanı İhtiyaçlarını Analiz Etmek

booteknik

VERİ TABANI İHTİYAÇ ANALİZİ


Veri tabanı tasarlamaya başlamadan önce ihtiyaç analizinin doğru yapılması gerekmektedir. Veri tabanı ihtiyaç analizi yapılırken hazırlanacak olan sistemin neye hizmet edeceği, veri tabanını ne iş yapacağı ve hangi ihtiyaçları karşılayacağına, veri tabanının hangi verileri depolayacağı, veri tabanını oluşturan tabloların neler olacağı ve ne tür verileri saklayacağı v.b. gibi sorulara cevap vermek gerekmektedir. Tüm bunları kağıt üzerinde tasarladıktan sonra fiziksel tasarıma geçmek çalışmanızın daha sistemli yürümesi açısından avantajınıza olacaktır.

Veri Tabanı Tanımı 

Veri tabanı tanımından önce “Veri nedir?” sorusuna cevap vermemiz gerekmektedir. Veri; Türk Dil Kurumunun güncel sözlüğünde; “ Olgu, kavram veya komutların, iletişim, yorum ve işlem için elverişli biçimli gösterimi” bilişim terimi olarak tanımlanır. Bu tanımından yola çıkarsak,”bu apartman çok yüksek”,”bugün hava soğuk”, gibi ifadeler birer veri değilken, “apartmanın 10 katlı” ,”bugün hava 2 °C” ifadelerindeki 10 kat sayısı 2 hava sıcaklığı olarak birer veridir. 

Bir kişiye veya ürüne ait detaylı verilerin bir düzen çerçevesinde saklandığı ortamlar “Veri tabanı” olarak adlandırılır. Veri tabanı ile verilerinizi kaydedebilir, silebilir, güncelleyebilir, yeni veriler ekleyip mevcut verileriniz üzerinde sorgulamalar yapabilirsiniz. 

Günümüzde Veri tabanları yaşamımızın birçok alanında karşımıza çıkmaktadır. Örneğin internet üzerinden yapmış olduğunuz bir alışverişte satıcı firmanın veri tabanına erişim sağlamış oluyorsunuz. İnternet üzerinden notlarınızı veya birtakım bilgileri öğrenmek için girmiş olduğunuz sistem Milli Eğitim Bakanlığının veri tabanında size ait bilgilerin önceden kaydedilmiş olduğu sisteme, bir mağazada herhangi bir ürünün olup olmadığını öğrenmeye çalıştığınızda o mağazanın veritabanına erişmiş oluyorsunuz. 

Veri Tabanı Tabloları

Tablolar veri tabanının ana nesneleridir. Bir veri tabanında verilerin saklanmış olduğu nesneler tablo olarak adlandırılır. Bir veri tabanı en az bir tablodan oluşur. Veri tabanını oluşturan tablolar ise “data field” adı verilen veri alanlar

Veri Tabanı İhtiyaçlarını Analiz Etmek

NO, ADI, DOĞUM_TARİHİ, DOĞUM_YERİ olarak dört adet sütun başlığı, 
Alan isimleri(sütun başlıkları) hariç beş adet satır bulunmaktadır.
 Her kayıt, bir kişiye birçok yönüyle bağlıdır. Örneğin, üçüncü kayıt için; 3 numaralı personelin adı AHMET, doğum tarihi 23/10/1997ve doğum yeri İZMİR olduğu bilgisine ulaşılır. 

İlişkisel Veri Tabanı 

İlişkisel veri tabanı, birbirinden farkı tablolara yerleştirilmiş olan verilerin birbirleri ile belirli alanlara göre ilişkilendirilerek düzenlenen veri tabanlarıdır. İlişkisel veri tabanı günümüzde en yaygın olarak kullanılan veri tabanı türüdür. 

 İlişkisel veri tabanlarında veriler tablolarda birbirleri ile ilişkili bir şekilde saklanmaktadır. İlişkisel veri tabanları birden fazla tablodan oluşabilir. Tablolar ise satır ve sütunlardan oluşur. Tablolarda satır ve sütunların kesiştiği noktaya ise “hücre” adı verilir. Tablo içerisindeki satırlar tablonun kayıtlarını oluşturur. Anahtar alan ise tablonun tanımlayıcısı niteliğindedir.

Tabloların Özellikleri


 İlişkisel veritabanında yer alacak olan tabloların aşağıdaki özelliklere sahip olması gerekmektedir; 

Tablolar satır ve sütunlardan oluşur. 
Her sütunun alacağı isim birbirinden farklı olmalıdır. 

Her satır birbirinden farklı olmalıdır yani birbiri ile tamamen ayni olan iki kayıt kullanılmamalıdır. Satırların ve sütunların sırasının nasıl olacağı önemli değildir. Hücrelerdeki veriler atomik olmalıdır. 

Veri Tabanı İhtiyaçlarını Analiz Etmek


Programlama Dilinin Temel Komutları ile Web Sayfası Hazırlamak

booteknik

Programlama Dilinin Temel Komutları ile Web Sayfası Hazırlamak

Komutlar

  • Her programlama dili, yazılım geliştirmek için bir komut yapısına sahiptir, Programlama dillerinin komut isimleri birbirinden farklı olsalarda, içerik ve işleyiş bakımından büyük bir bölümü aynıdır. En basit olarak Basic programlama dilinde ekrana selam yazmak için Print"Selam" komutu kullanılırken Pascal dilinde Writeln('Selam'); komutu kullanılır.

Komut Türleri

  • Programlama dilleri 4 farklı komut sistemi kullanır.
Derleyici Komutları: Programlama dilinin temel komutları ve işaretlerinin tamamının adıdır.
Makro Komutları: Gerçekde komut olmayan,Temel komutları kullanarak oluşturulmuş komutlardır.
API Komutları: Derleyici ile bütün görülen fakat çalışması işletim sistemi tarafından yürütülen komutlardır.
Derleme Komutları: Derlenmiş program içeriğinde etkisi olmayan,sadece derleme sırasında bir kez çalışan komutlardır,Bu komutlar genel olarak belli bir isteğe göre derleme yapılması için kullanılır.
Programlama Dilinin Temel Komutları ile Web Sayfası Hazırlamak

Temel Komutlar


  1. <title> Sayfa Başlıgı </title> = Sayfa başlığını değiştirirsiniz.
  2. <center> ..... </center>  = İçeriği ortalarsınız.
  3. <style> sayfadaki elemanların özelliklerini (büyüklüklerini, renklerini, arkaplanları vb. özelliklerini) belirler.
  4. <base> sayfa adreslerinin başlangıcını belirler.
  5. <link> sayfaya dışardan eklenecek özelliklere ait dosyaların yolunun belirtildiği tagdır.
  6. <meta> sayfanın arama motorları tarafından bilgilendirilmesi için gerekli parametlerin olduğu bölümdür.
  7. <script> sayfa yüklenmeden sayfa üzerinde çalışacak javascript kodunun tanımlandığı tagdır.

Faydalı Bilgiler

Sinema

Teknoloji

Oyun

Müzik

Stajer

Güncel

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *

Stajer

Sağlık

Arşiv

Wallpaper

Mobil

Son Yazılar

Kategori

Bilim

Akorlar

Son Yazılar

Bumerang - Yazarkafe

Şiirler

Bumerang - Yazarkafe
Bumerang - Yazarkafe
Şairlerden Alıntılar